L’Oréal Türkiye Dermatolojik Güzellik Genel Müdürü ve Ülke Etik Temsilcisi Sinem Saraçer Turanlı ile Söyleşimiz
Geçtiğimiz yıl L’Oréal Grup olarak bir yenilenme süreci geçirdiniz. Öncelikle bununla başlayalım isterseniz. Bu fikrin çıkış noktasından ve amacından bahseder misiniz? Dünyanın lider Tekno-Güzellik şirketlerinden L'Oréal Grup’un La Roche-Posay, CeraVe, Vichy ve SkinCeuticals olmak üzere pazarın en büyük cilt bakım markalarını bünyesinde bulunduran bölümü olarak, geçtiğimiz yıldan itibaren L’Oréal Türkiye Dermatolojik Güzellik adıyla yolumuza devam ediyoruz. Sağlık, içerik odağı, cilde saygılı formülasyonlarımız ile makro trendlere en iyi şekilde yanıt veren marka ve ürün portföyüne sahibiz.

L’Oréal Dermatolojik Güzellik olarak hedef ve önceliklerinizi paylaşır mısınız?
L'Oréal Dermatolojik Güzellik olarak başlıca hedefimiz, sağlığı güzelliğin geleceği haline getirebilmek. Yenidoğandan itibaren herkes için sunduğumuz sürdürülebilir ve hayat değiştiren dermatolojik çözümlerimiz ile sağlık ve güzelliğin dünyadaki öncüsü olmayı amaçlıyoruz. Sağlık profesyonellerine eşlik ederek, güçlü bir dayanışma ile cilt sağlığına erişimi her yerde ve herkes için artırmak istiyoruz.
Bu amaçla daha fazla tüketici, daha fazla doktor, hayat değiştiren ürünler, güçlü kategori görünürlüğü ve e-servisler ile anlam yaratan markalar olmak üzere kendimize 5 öncelik belirledik. Sağlık ve güzellik alanında açık ara lider marka grubu olarak, medikal güzellik pazarını büyütmeyi; dermatologlar nezdinde en fazla reçetelenen marka grubu olarak da bu alandaki liderliğimizi güçlendirerek devam ettirmeyi hedefliyoruz. Hayat kalitesini arttıran, yıllar süren araştırmalar sonucunda yaratılmış ana ürünlerimizde penetrasyon hedefimiz ise %50. L'Oréal Dermatolojik Güzellik olarak önümüzdeki 3 yıl içerisinde, hedef kitlemizdeki her iki kişiden birini hayat değiştiren ürünlerimizle buluşturmayı amaçlıyoruz.
Aynı zamanda en son teknoloji ile yaratılmış, SkinConsult ve Spotscan gibi e-servislerimiz ile dermatolog erişimi kısıtlı olan bireyler ve gençler öncelikli olmak üzere, yılda en az 1 milyon kişiye ulaşmayı amaçlıyoruz.
Günümüzde dermokozmetik markalarına olan ilgi artıyor. Sizce bunun nedenleri neler?
Cilt bakımının penetrasyonu Türkiye’de %80’lerden %100’e çıktı. Yani Türkiye’de her bir birey kendince cildine bakıyor, yaşlanma etkilerini cildinde minimumda göstermeye çalışıyor. Sağlıklı güzellik trendinin ön plana çıkmasıyla bugün dermokozmetik markalarına olan ilgi, ciddi biçimde yükselişe geçti. Bunun birçok sebebi var. Covid döneminde hepimiz sağlığımıza daha çok önem vermeye başlandık. Bunun yanı sıra kişilerin kusurlarını ve ciltlerini inceleyecek zamanının olması da bu artışta önemli bir etkiye sahip oldu. Mobil telefonlarla ile görüntülü aramaların çoğalması ve sosyal medyanın etkisiyle güzellik daha da önemli olmaya başladı. Bunu doğal yollarla çözmek isteyenler doğru cilt bakım ürünlerine yöneldi. Bugün Türkiye, dünyada medikal turizm alanında Meksika’nın ardından ikinci sırada bulunuyor. Toplam estetik alanında ise ilk 5 ülke arasında yer alıyor.
Dermakozmetik sektörü 2023 yılında ne kadar büyüdü? L'Oréal Dermatolojik Güzellik olarak pazar payınız ve hedefleriniz neler?
2019-2022 yılların arasında 4 kat büyüyen pazarda 7 kat büyüme oranına ulaşan Dermatolojik Güzellik, dermokozmetik pazarında açık ara lider konumda bulunuyor. 2023 yılında ise dermokozmetiğin 54 milyar TL’lik toplam pazardaki oranı %10 olarak gerçekleşti. L'Oréal Dermatolojik Güzellik olarak, “önce sağlıklı cilt güzelliği” diyerek dermokozmetiğin toplam güzellik pazarından aldığımız bu payı daha da arttırmayı ve 5 sene içinde ikiye katlayarak %20’nin üzerine çıkarmak istiyoruz.
L’Oreal güçlü etik değerleri ile tanınıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
L’Oréal olarak, etik iş uygulamaları standartlarını tanımlayan ve iş hayatında etiğin geliştirilmesine öncülük eden kuruluşlardan biri olan ‘Ethisphere Enstitüsü’ tarafından 15. yıllardır üst üste ‘Dünyanın En Etik Şirketlerinden Biri’ olarak seçilmekten gurur duyuyoruz.
Etik değerlerimiz, dünya çapındaki tüm L'Oréal çalışanları tarafından benimsenen ‘dört temel ilkeye dayanıyor: Dürüstlük, Cesaret, Şeffaflık ve Saygı. Çalışma şeklimize her gün yön veren bu değerlerimizin yanı sıra çeşitlilik ve kapsayıcılığı da çok önemsiyoruz.
Geçtiğimiz yıl yenilediğimiz; 13 farklı bölümden oluşan Etik Kodları’mız çalışanlarımız, iş ortaklarımız, tedarikçilerimiz ve tüketicilerimize olan sorumluluklarımız dahil olmak üzere tüm çalışma alanlarımızı kapsıyor. Bunlar içerisinde; Çalışma Şeklimiz, İnsan Hakları, Sorumlu İletişim, Sosyal Medya ve İletişim Alanlarında Etik, Kişisel Veri Gizliliği, Rekabet Yönetimi, Teknolojinin Sorumlu Kullanımı, Yolsuzluğa karşı savaşmanın önemi, Sahteciliği önlemek, Çıkar ilişkisini önlemek gibi çok farklı ve geniş başlıklar yer alıyor.
Grup içerisinde bir “etik kültür” oluşturmak ve bunu sürekli kılacak “etik liderler” yetiştirmek adına pek çok çalışma gerçekleştiriyoruz. Etik ekibi, çalışanları için prosedürleri içeren, faydalanabilecekleri podcast’ler hazırlıyor. Şirketin etik kodları, hem çalışanların hem tüketicilerin oyunun içerisinde aktif şekilde yer almasını sağlıyor. Her sene düzenlenen “Pulse” Çalışan Memnuniyeti anketlerine etik konusu eklenerek belirleyici sorularla düzenli olarak takip ediliyor. İşe yeni başlayan arkadaşlarımız Etik eğitiminden geçiriliyor, Online eğitimler ile bu eğitimler her sene tekrarlarak çalışanlarımızın bilgilerinin güncel olması sağlanıyor. Ayrıca 2009 yılından bu yana her sene L’Oréal’in dünya çapındaki 87.000 kişinin üzerinde çalışanı Etik Günü’ne katılıyor. Türkiye’de de Ülke Müdürü ve Etik temsilcisi tarafından sahiplenilen Etik Günü boyunca, tüm çalışanlar tarafından canlı yayında sorulan sorular cevaplanıyor.